|
|
 |
  |
BİR MAVİ ÇİÇEK KALMIŞTI SADECE
Önce top mermileriyle dövüldü alan
Tarandı sonra mitralyözlerle
Sonra boğaz boğaza kapışıldı
Ve sonra usulca indi gece
Bir mavi çiçek kalmıştı sadece
Ama yoktu koklayacak kimse
Sabaha karşı yavaş yavaş dindi iniltiler.
Yan yana üst üste yığılı ölüler
Ağaçlar devrilmiş kavrulmuş çimenler
Yaşayan ne varsa boğulmuştu bu yerde
Bir mavi çiçek kalmıştı sadece
Ama yoktu koklayacak kimse
O gün yine maviydi gökyüzü
Sabah erken başlamıştı kuşların türküsü
Sabah rüzgarı ne bilsin ölümü
Esti durdu kırlarda keyfince
Bir mavi çiçek kalmıştı sadece
Ama yoktu koklayacak kimse
Ataol BEHRAMOĞLU
|
|
|
ÇAĞLAYIK
Halepçe’den
Kudüsten’ten,Yahudilerin Almanyasından tanıyor beni
gözlerimi Sen nehirlerden topluyor balıkçılar ölü banlinaların izinde
gülümsüyorum şimdilerde yüzümle
Akkuyu’da çöküyorken
boğazımı kilitliyor rüzâr
bilirsiniz napal tadı verir
nisana bahar
çağlayık güneşinde
omuzlarım, Silkeledim demir yollarına
taşıyor nükleer atıklarını
İsveç’ten Türkiye’ye, Kanada’dan
Ermenistan’a / geri geriye uçuyor
Kaburgalarım, karaciğerimi
parçalayan bir umudun sıcaklığında
eritiyorlar etimi
Naziler eritiyorlar külçe altın fabrikalarında
Nagazakide, ıtır var uzuvun sapığında
yemek borumu tıkayın hormonlu
tutkular var / Çernobil’de her Nisan’ın 26’sında
artıyor her şey, gökyüzü yeniden
dönüştürülüyor
çamaşırsuları yataklarına gömer tüm
kemiklerimi
aynada giyiniğim bak
kızıl ışınlar, mor ötesi susuşlar,
Yüksek semizli dana etleri
Siber optik yaşamlar haydi bak bana
hangisini görüyorsun yüzümde
ellerini al ellerini parmaklarını say
şimdilik beş tane
uranyum at bardağına
biraz tuz biraz votka
bir gecelik zevk kucağında
Çağlayıkta nükleerden sonra
beş elli çocuklarını sal sokağa
barış işareti yapsınlar
çoğalsınlar iki başlı olsunlar
iki kere yaşasınlar
avuç içinde yetiştirdiğim orkide
toprağımı bol tutuyor bak
ayaklarım beni aynana götürüyor
yansımanı topla yeryüzünden
karşı dur yeryüzüne
mavi uzak değil
Akkuyu’ysa yanı başında
maviyi serp yüzüne
|
DİNLE
Cama vuran, toprağı döven,
sürükleyen damlaların sesini dinle!
Sadece “dinle” mi? Ağla!
Yarının yok oluyor, düşünsene!
Haykır! Sessizlik düşmanın.
Tepkisiz kalman yenilerini doğuruyor.
Her yağmur yağışında “düşmanın” güç kazanıyor
tıpkı yarıklar gibi
Ve sana git gide yaklaşıyorlar yolları sara sara.
Sadece ayaklarına değil, geleceğine de çelme takıyorlar.
Farket yarıkları seni,umutlarını düşürmeden önce.
Çünkü düşmek kötü.
Seni kurtaramazlarsa, elinden tutmazlarsa ya herşey
Biter ya da yaralanır sendeleye sendeleye devam
edersin yoluna.
Peki hiç olmasaydı düşmanların, hiç sürüklemeseydi
yağmurun peşi sıra toprak.
Çevreni yarıklar yerine ağaçlar sarsaydı.
Sakın etrafına bakıp da “işte sarıyorlar” deme!
Çünkü yarın onlar da yarıkların üstündekiler gibi
seni terkedebilir.
Sonra;
Sonra ağlasan da faydasız.
Gözyaşların sadace tek bir damlaya hasret toprakları
kısa süre için gülümsetmeye yeter.
Hepsi bu!
Hayır!”Hepsi bu” olmamalı!
Toprak unutmak istemeli su damlacıklarını,
sen güneşi kaybetmelisin ağaçlar arasında.
İnan geç değil!
Bunları hayal et ve gerçeğe dönüştürmek için yardım et.
|
|
|
KIZ ÇOÇUĞU
Kapıları çalan benim
Kapıları birer birer
Gözüne görünemem
Göze görünmez ölüler
Hiroşimoda öleli
Oluyor bir on yıl kadar
Yedi yaşında bir kızım
Büyümez ölü çocuklar
Saçlarım tutuştu önce,
Gözlerim yandı kavruldu
Bir avuç kül oluverdim
Külüm havaya savrulduk
Benim sizden kendim için
Hiçbir şey isteğim yok
Şeker bile yiye yiyemez ki
Kağıt gibi yanan çocuk
Çalıyorum kapınızı
Teyze, amca, bir imza ver
Çocuklar öldürülmesin
Şekerde yiyebilsinler.
Nazım Hikmet RAN
|
|
|
|
 |
|
|
|
|
k_o_n_t_21@hotmail.com
mavi_saray01@hotmail.com |
|
CAFER KARATEKE
İ.OKAN GÖZEL
YUSUF DURNA
YUNUS EMRE ÖZ
CAHİT ESER
HACI İ. EROĞLU
HÜSEYİN D.ÇUBUK
UĞUR YOĞUN
A.ÇAKIL
METEHAN TECİRLİ
EMRECAN KORKMAZ
FATİH ÜNLÜ
CİHAN İ.YANIK
NİYAZİ YİĞİT
ÖMER KODAY |
|
YURTSEVEN KARDEŞLER
DJ AKMAN
CEZA
SAGOPA KAJMER |
|
|
|
 |
|
|
|
|